İsrail Basını: "Ankara, Gökyüzü ve Denizi Yeniden Tanımlıyor”

 

 

 

 

Shai Levi’nin Mako’daki askeri yazıları, İsrail’in savunma stratejisini, sınır güvenliğini ve bölgesel tehdit algısını güçlü biçimde yansıtır. Türkiye açısından bu yazılar hem bir “karşı cephe perspektifi” olarak fayda sağlar hem de eleştirel okuma gerektirir. Levi’nin savunma söylemlerini, Türkiye’nin Suriye sınır hattındaki stratejileri, güvenlik politikaları ve Bölge siyaseti bağlamında yeniden yorumlamak, kamuoyu ve politika aktörleri için değerli içgörüler sunabilir.

 

Shai Levi’nin Türkiye'nin gelişen savunma sanayisi ile ilgili kaleme aldığı son makalesini bu açıdan okuyucularımzın dikkatlerine sunuyoruz:

 

Türkiye’nin Savunma Hamlesi İsrail Basınında: “Ankara, Gökyüzü ve Denizi Yeniden Tanımlıyor”

 

Mako yazarı Shai Levi’nin analizi, Türkiye’nin askeri bağımsızlık stratejisinin bölgesel dengeleri değiştirdiğini itiraf ediyor.

 

İsrail’in önde gelen haber sitelerinden Mako’da yayımlanan Shai Levi imzalı analiz, Türkiye’nin son haftalarda yürüttüğü savunma testlerini “askeri kapasite ve teknolojik özerklik yönünde büyük bir sıçrama” olarak nitelendiriyor.
Levi’nin yazısı, Türkiye’nin Gazze’de ateşkes arayışında arabuluculuk yürütürken, aynı anda hava ve deniz kuvvetlerinde kendi teknolojik altyapısını güçlendirmeye devam ettiğini vurguluyor.

 

 KIZILELMA: Türkiye’nin gökyüzündeki bağımsızlık bildirgesi

 

Analizde en dikkat çekici unsur, Baykar tarafından geliştirilen KIZILELMA insansız savaş uçağı. Levi, bu platformun yalnızca teknik bir yenilik değil, Türkiye’nin savunma stratejisinde zihinsel bir dönüşüm anlamına geldiğini belirtiyor.

 

Yazıya göre, KIZILELMA’nın yerli mühimmatlarla gerçekleştirdiği başarılı test uçuşları, Türkiye’yi insansız muharip hava araçları alanında öncü bir konuma taşıyor.


Levi, “KIZILELMA’nın, Türkiye’nin geliştirdiği beşinci nesil savaş uçağı KAAN ile entegre çalışacak şekilde tasarlandığını” aktarıyor ve bunun dünyada yalnızca ABD ve Avustralya’nın yakalayabildiği bir kabiliyet olduğunu vurguluyor.

 

Bu değerlendirme, Ankara’nın yıllardır sürdürdüğü “bağımsız savunma ekosistemi” vizyonunun İsrail’de de dikkatle izlendiğini gösteriyor.


Zira F-35 programından çıkarılmasının ardından Türkiye, Batı’ya olan askeri bağımlılığını azaltma hedefini açıkça stratejik önceliğe dönüştürmüştü.


Bugün KIZILELMA, bu politikanın en somut başarı sembollerinden biri haline geliyor.

 

GÖKSUR: Denizlerde yerli caydırıcılığın yükselişi

 

Levi’nin yazısında öne çıkan bir diğer konu, ASELSAN tarafından geliştirilen GÖKSUR deniz hava savunma sistemi.
Karadeniz açıklarında gerçekleştirilen ilk canlı atış testinin “tam isabetle” sonuçlandığına dikkat çeken yazar, bunun Türk donanmasının çok katmanlı savunma kapasitesinde yeni bir dönemi başlattığını ifade ediyor.

 

GÖKSUR’un özellikle seyir füzeleri ve insansız hava tehditlerine karşı koruma sağlamak üzere geliştirildiğini belirten Levi, “bu başarı Türkiye’nin kendi imkânlarıyla ileri savunma sistemleri üretebileceğini kanıtlıyor” yorumunu yapıyor.
Bu vurgu, İsrail’in savunma alanında uzun süredir sürdürdüğü “teknolojik üstünlük” anlayışının, artık Türkiye’den gelen yeniliklerle sınandığını da ima ediyor.

 

Ankara’nın yeni doktrini: Savunma bağımsızlığı ve caydırıcı diplomasi

 

Shai Levi’nin analizinden okunan satır arası mesaj şu:


Türkiye artık sadece bölgesel bir aktör değil, savunma teknolojisinde oyun kurucu bir ülke olarak algılanıyor.

 

Ankara’nın “yerli üretim - stratejik caydırıcılık - diplomatik denge” üçlüsüne dayanan politikası, hem NATO dengelerinde hem de Doğu Akdeniz’de yeni bir denklemi beraberinde getiriyor.
Türkiye, Batı’nın sınırlandırıcı politikalarına rağmen kendi askeri ekosistemini kurabilen ender ülkelerden biri haline gelirken, bu durum Tel Aviv dahil bölgedeki tüm başkentlerde dikkatle izleniyor.

 

Sonuç: Savunma sanayi, Türkiye’nin yeni diplomasi dili

 

Levi’nin makalesi, farkında olmadan şu gerçeği teyit ediyor:


Türkiye, artık diplomasi masasında sadece arabulucu değil, teknolojik caydırıcılığıyla konuşan bir güç.

 

Ankara’nın geliştirdiği her sistem — ister KIZILELMA, ister GÖKSUR — yalnızca askeri kapasiteyi değil, jeopolitik özgüveni de temsil ediyor.

 

Bu yönüyle Türkiye, artık Batı’ya rağmen değil, kendi ekseninde şekillenen bir güvenlik mimarisi inşa ediyor.

 

 

KAYNAK: https://www.mako.co.il/

Özet
:
Shai Levi’nin Mako’daki askeri yazıları, İsrail’in savunma stratejisini, sınır güvenliğini ve bölgesel tehdit algısını güçlü biçimde yansıtır. Türkiye açısından bu yazılar hem bir “karşı cephe perspektifi” olarak fayda sağlar hem de eleştirel okuma gerektirir. Shai Levi’nin Türkiye'nin gelişen savunma sanayisi ile ilgili kaleme aldığı son makalesini bu açıdan okuyucularımzın dikkatlerine sunuyoruz.
Resim
Türkçe
X