İttihad'ul Ulema'dan çözüm raporu: "Tekçi ulus devlet anlayışından vazgeçilmelidir."

 

 

 

 

TBMM'de "Terörsüz Türkiye" Toplantısında Gerginlik: CHP ve DEM Partili Vekiller Komisyonu Terk Etti

 

TBMM'de "Terörsüz Türkiye" çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 11. toplantısı, iş dünyasından ve medrese temsilcilerinden isimlerin katılımıyla yapıldı. Toplantıda, Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD) Başkan Yardımcısı Mehmet Beşir Şimşek’in konuşması sırasında CHP ve DEM Partili vekillerin taşkınlık yaparak salonu terk etmesi dikkat çekti.

 

Şimşek’in Konuşması ve Tartışma

 

Mehmet Beşir Şimşek, Türkler ve Kürtler arasındaki kardeşlik hukukunun İslamî değerler temelinde yeniden tesis edilmesi gerektiğini vurguladı. Şimşek, konuşmasında geçmişte devletin uyguladığı yanlış politikaların yanı sıra PKK’nın Kürtlere yönelik zulümlerine de değindi. Ancak bu sırada DEM Partili vekiller, Şimşek’in konuşmasını keserek tepki gösterdi ve konuşmanın tamamlanmasını beklemeden salonu terk etti. Bu davranış, komisyon üyeleri ve diğer katılımcılar arasında tepkiye yol açtı.

 

Şimşek, Kürt meselesinin bir hak ve hukuk meselesi olduğunu, çözümün ise meşru hakların iadesi ve adaletin sağlanmasıyla mümkün olacağını ifade etti. İslam’ın birleştirici gücüne vurgu yaparak, Türkler ve Kürtlerin bin yıllık ortak tarihine dikkat çekti.

 

İTTİHAD’ın Çözüm Önerileri Raporu

 

İttihad'ul Ulema’nın “Kardeşliğin Tahkimine Dair Tespit ve Çözüm Önerileri Raporu”, Kürt sorununun tarihî, siyasî, kültürel, sosyolojik ve ekonomik boyutlarını ele alarak, Türk ve Kürt halklarının İslam ortak paydasında birleşen bin yıllık kardeşlik bağlarını güçlendirmeyi hedefleyen kapsamlı bir belge. Rapor, sorunun kaynağını Osmanlı’nın son dönemlerindeki batılılaşma politikaları, Cumhuriyet döneminde uygulanan ret, inkâr ve asimilasyon politikaları ile PKK’nin bu zemini istismar eden eylemlerine bağlıyor. Çözüm olarak, adalet, hakkaniyet ve kardeşlik temelinde çok boyutlu öneriler sunuyor. Aşağıda raporun geniş bir özeti yer alıyor:


 

Raporun Temel Çerçevesi

 

Rapor, Türk ve Kürt halklarının İslam ortak paydasında birleşen tarihî birlikteliğine vurgu yaparak başlar. Türkler, Kürtler, Araplar ve Çerkezler gibi bu coğrafyanın halklarının aynı kıbleye yönelen, aynı ümmetin mensupları olduğu belirtilir. Bin yıllık ortak tarih, Malazgirt Savaşı’ndan Osmanlı Devleti’ne uzanan kardeşlik bağlarının kanıtı olarak sunulur. İslam’ın, etnik kimlikleri ayrıştırıcı değil, birleştirici bir unsur olduğu; Kur’an’daki “Hucurât 13” ve “Rum 22” ayetleriyle desteklenir: İnsanlar kavim ve kabilelere ayrılmış, ancak üstünlük takvada aranmıştır; diller ve renkler Allah’ın ayetlerindendir.

 

Rapor, Kürt sorununun özünde bir “hak ve hukuk meselesi” olduğunu savunur. Sorunun temelinde, Cumhuriyet döneminde uygulanan ret, inkâr ve asimilasyon politikaları yatmaktadır. Bu politikalar, Kürt kimliğini ve dilini yok saymış, Kürtleri Türkleştirme çabaları tehcir, katliam ve yasaklarla desteklenmiştir. Ayrıca, Kürt halkının dindar kimliğine yönelik müdahaleler (örneğin, din eğitimine kısıtlamalar) ve PKK’nin dindar Kürtlere, din adamlarına ve ibadethanelere yönelik saldırıları (örneğin, 1992 Susa Camii Katliamı) sorunun katmerleşmesine yol açmıştır.

 

Rapor, Kürt sorununun sadece devletle Kürtler arasında değil, aynı zamanda PKK ile diğer Kürt grupları arasında da bir diyalog sorunu olduğunu vurgular. PKK’nin, Kürt meselesini kendi tekeline alma çabası ve dini-manevi değerlere yönelik saldırıları, sorunun çözümünü zorlaştıran unsurlar olarak ele alınır. Sorunun çözümü için, devletin inkârcı politikaları terk etmesi, PKK’nin şiddet yöntemlerinden vazgeçmesi ve Kürt toplumunun farklı kesimleri arasında uzlaşının sağlanması gerektiği belirtilir.


 

Sorunun Tarihî ve Sosyolojik Arka Planı

 

  1. Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemi:
    • Osmanlı’nın batılılaşma süreci ve İttihat ve Terakki’nin yanlış politikaları, Kürtlerle devlet arasında ilk sorunları başlatmıştır.
    • Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte “Batıcılık” ve “Türkçülük” temelinde inşa edilen ulus-devlet anlayışı, Kürt kimliğini inkâr etmiş, Kürtçeyi yasaklamış ve asimilasyon politikalarını silah zoruyla uygulamıştır.
    • Kürt halkı, Osmanlı’dan ayrılmayarak halifeye bağlılığını sürdürmüş, ancak Cumhuriyetin laiklik politikaları ve dinî alana müdahaleleri, Kürtlerin hem etnik hem de dinî kimliklerinden dolayı mağduriyet yaşamasına neden olmuştur.
  2. PKK’nin Rolü ve Eylemleri:
    • PKK, Kürt sorununun nedeni değil, bu sorunun yarattığı zemini istismar ederek güç kazanan bir aktördür.
    • Örgüt, özellikle 1990’larda dindar Kürtlere, din adamlarına ve ibadethanelere yönelik sistematik saldırılar düzenlemiştir. Örnek olarak:
      • Susa Camii Katliamı (1992): Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde yatsı namazı sırasında 10 kişi (imam ve iki çocuk dahil) katledilmiştir.
      • Çukur Olayları (2015): Diyarbakır, Nusaybin ve Cizre’de camiler tahrip edilmiş, bazı camilerde örgüt propagandası yapılmıştır.
      • Din Adamlarına Suikastlar: Çok sayıda din görevlisi (örneğin, Mele Abdusselam Eren, Mele Abdulhalık Ugas) PKK tarafından öldürülmüştür.
    • PKK’nin bu eylemleri, dinin birleştirici gücünü hedef alarak Kürt toplumunun manevi dokusunu zayıflatmayı amaçlamıştır.
  3. Sorunun Uluslararası Boyutu:
    • Kürt meselesi, bölgesel ve uluslararası bir boyut kazanmıştır. Özellikle Suriye ve Irak’taki Kürtlerle ilişkiler, sorunun çözümünde kritik bir rol oynar.
    • Emperyalist güçlerin bölge üzerindeki hesapları, Kürt sorununun çözümünü karmaşık hale getirmiştir.

 

Çözüm Önerileri

 

Rapor, Kürt sorununun çok boyutlu doğasına uygun, kapsamlı çözüm önerileri sunar. Bu öneriler, adalet, eşitlik ve kardeşlik temelinde bir “birlikte yaşama projesi”ni hayata geçirmeyi hedefler. Öneriler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Etnik Temelli Politikaların Terk Edilmesi:
    • Devletin tekçi ulus-devlet anlayışından vazgeçmesi ve etnik köken temelli yaklaşımları terk etmesi gerektiği vurgulanır.
  2. Yeni ve Sivil Anayasa:
    • Darbe anayasası değiştirilmeli, eşit vatandaşlık ilkesine dayalı yeni bir anayasa hazırlanmalıdır.
    • Anayasa’nın 66. maddesindeki “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür” tanımı kaldırılarak, kapsayıcı bir vatandaşlık tanımı getirilmelidir.
  3. Anadilde Eğitim:
    • Kürtçenin eğitim dili olarak kabul edilmesi ve Anayasa’nın 42. maddesindeki engelleyici hükmün kaldırılması önerilir.
    • Yeterli talep olması halinde, diğer azınlık dillerinde de anadilde eğitim imkânı sağlanmalıdır.
  4. Yerleşim Yeri İsimlerinin İadesi:
    • Kürt halkının hafızasında olumsuz izler bırakan okul, cadde, mahalle gibi yerlerin isimleri değiştirilmeli; yerleşim yerlerinin asli isimleri iade edilmelidir.
  5. Ekonomik ve Sosyal Adalet:
    • Bölgedeki ekonomik kalkınmışlık farkını gidermek için adil yatırımlar ve teşvikler yapılmalıdır.
    • Boşaltılan köylere dönüş teşvik edilmeli, bu köylerde insanî yaşam koşulları sağlanmalıdır.
  6. İnanç Hürriyeti:
    • Laikliğin İslam’a karşı bir silah olarak kullanılmasından vazgeçilmeli, gerçek anlamda inanç hürriyeti sağlanmalıdır.
  7. Medreselerin İhyası:
    • Medreseler resmi eğitim kurumları olarak tanınmalı, icazet belgelerine denklik verilmeli ve medrese eğitimi zorunlu eğitim süresinden sayılmalıdır.
    • Bu, toplumun ahlaki yapısını güçlendirmek ve kardeşlik bağlarını yeniden tesis etmek için önemli bir adım olarak görülür.
  8. Sınır Ötesi İlişkiler:
    • İran, Irak ve Suriye’deki Kürt akrabalarla insani ilişkilerin kolaylaştırılması için sınırlar sembolik hale getirilmelidir. Bu, özellikle IKBY ve Suriye Kürtleriyle bağların güçlendirilmesini hedefler.
  9. Siyasi Mahkûmların Serbest Bırakılması:
    • Ayrımcılık yapılmaksızın tüm siyasi mahkûm ve tutukluların serbest bırakılması, yurt dışına gitmek zorunda kalanların ülkeye dönmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  10. Tarih ve Eğitim Materyallerinin Düzenlenmesi:
    • Milli Eğitim Bakanlığı’nın tarih ve edebiyat kitapları, resmi ideolojinin gerçeğe aykırı tezlerinden arındırılmalı; Türk ve Kürt halklarının ortak mücadeleleri (Malazgirt, Çanakkale, Kurtuluş Savaşı) sahih bir şekilde yazılmalıdır.
  11. Sosyal Travmaların Rehabilitasyonu:
    • Boşaltılan yaklaşık 3.000 köy ve mezra, göç, çarpık kentleşme, uyuşturucu, fuhuş, kadın intiharları, eğitimsiz gençlik ve işsizlik gibi sorunlar ciddi sosyal travmalara yol açmıştır.
    • Faili meçhul cinayetler, hukuksuz gözaltılar ve işkencelerden kaynaklanan yaraları sarmak için rehabilitasyon programları uygulanmalıdır.

Raporun Temel Mesajları

  • Kürt Meselesi ≠ PKK Sorunu: Rapor, Kürt meselesinin PKK’den bağımsız olarak ele alınması gerektiğini vurgular. PKK, sorunun nedeni değil, sonucu olarak görülür. Çözüm, Kürtlerin meşru haklarının tanınmasıyla mümkündür.
  • Birlikte Yaşama Projesi: Türk ve Kürt halklarının bin yıllık ortak tarihine dayanan “birlikte yaşama” ideali, İslam kardeşliği temelinde yeniden canlandırılmalıdır.
  • Adalet ve Hakkaniyet: Sorunun çözümü, adaletin kurumsallaşmasına bağlıdır. Etnik kimlikler ayrılık değil, zenginlik olarak görülmelidir.
  • Şiddetin Reddiyesi: Her türlü şiddet ve asimilasyon politikası reddedilir. Silahın çözüm olmadığı, siyasal zeminde diyalog ve uzlaşının gerektiği belirtilir.

 

  • Çift Taraflı Çağrı:
    • Kürt Halkına: Sorunun çözümünde alicenaplık gösterilmesi, iç ihtilafların sona ermesi ve İslam’ın birleştirici ruhuna sarılınması çağrısı yapılır.
    • Devlete: İnsan haklarına saygılı, özgürlükçü bir devlet yapısına geçiş, dil ve dinle barışık bir anayasal düzen kurulması gerektiği vurgulanır.

Raporun Sonuç ve Çağrısı

 

Rapor, kardeşliğin olmadığı yerde ayrılıkların ortaya çıkabileceğini, bu ayrılıkların iç ve dış aktörler tarafından düşmanlığa dönüştürülebileceğini uyarır. Etnik ve kültürel farklılıkların zenginlik olarak görülmesi, bu farklılıklara eşit derecede sahip çıkılması gerektiği belirtilir. Sorunun çözümü için:

  • İslam’a dönüş, sorunların çözümünde anahtar olarak görülür.
  • Farklılıkların ayrışma değil, birlik vesilesi kılınması için adaletin tam olarak sağlanması gerektiği vurgulanır.
  • Sorunun çözülmemesi halinde büyüyeceği, ancak güçlü bir irade ile Türk-Kürt kardeşliğinin pekiştirilebileceği ifade edilir.
  •  

Rapor, “Barış daha hayırlıdır” (Nisa:128) ayetiyle sona erer ve adalet, hakkaniyet ve merhamet temelinde bir çözümün, Kürt meselesini bir sorun olmaktan çıkarıp bir zenginlik kaynağı haline getirebileceğini savunur.


Değerlendirme

 

Rapor, Kürt sorununun tarihî köklerinden günümüzdeki karmaşık yapısına kadar kapsamlı bir analiz sunuyor. Sorunu sadece güvenlik odaklı değil, çok boyutlu bir mesele olarak ele alıyor ve çözüm için somut, uygulanabilir öneriler getiriyor. İslam’ın birleştirici rolüne vurgu yaparak, Türk ve Kürt halklarının ortak tarihine dayanan bir “birlikte yaşama” vizyonu öneriyor. Aynı zamanda, PKK’nin eylemlerini eleştirerek, sorunun çözümünde örgütün tek muhatap olmadığını netleştiriyor. Bölgesel bağlamda, özellikle sınır ötesi ilişkilerin güçlendirilmesi önerisi, sorunun uluslararası boyutuna dikkat çekiyor.

 

 

KAYNAK: https://dogruhaber.com.tr/

Özet
:
TBMM'de "Terörsüz Türkiye" çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 11. toplantısı, iş dünyasından ve medrese temsilcilerinden isimlerin katılımıyla yapıldı. Toplantıda, Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD) Başkan Yardımcısı Mehmet Beşir Şimşek’in konuşması sırasında CHP ve DEM Partili vekillerin taşkınlık yaparak salonu terk etmesi dikkat çekti.
Resim
Türkçe
X