Suriye muhalefeti Kürtlerden ders almalı

 

 

Al-Majalla.com sitesinde bir yazı kaleme alan Kürt yazar Rustum Mahmud, Kürtlerin değişik coğrafyalarda yaşadıkları sıkıntılara ve bu sıkıntılarla baş etme yollarından bahisle bugün Suriye’de yaşanan kaosa gönderme yapıyor. Suriye Muhalefeti denilen parçalı yapının neden sorunu çözme iradesi gösterip hem diğer muhalif gruplarla hem de rejimle doğru diyalog kanalları geliştirip sorunu çözme iradesi gösteremediklerini sorguluyor.

 

Yazıyı İngilizce orijinalinden Türkçe ’ye çevirerek siz okuyucularımızın dikkatlerine sunuyoruz.

 

 

Kürtlerin yüz yıllık yenilgileri Suriyelilere yol gösteriyor

 

Rustum Mahmud (Erbil'de yaşayan Kürt yazar ve araştırmacı)

 

Devletsiz ama onlarca yıllık hayal kırıklığı ve yenilginin ardından bile direngen kalan Kürtler, kendilerini nüfuz sahibi konumlara taşıdılar. Mağlup Suriyeliler için çıkarılacak dersler var.

 

Geçtiğimiz yüzyılda Kürtler kadar sürekli ve yaygın gerilemeler yaşayan çok az başka halk vardır. Öyleki artık neredeyse zorluklarla yüzleşmenin simgesi haline geldiler. Karşılaştıkları baskı, sorunlar ve yenilgiler onları hem halk nezdinde hem de siyasi fraksiyon ve silahlı gruplar nezdinde etkiledi. Yine de buna rağmen Orta Doğu'da hatırı sayılır bir nüfuza sahipler.

 

Kürtler, dört büyük bölgesel devletin hayati bir unsurunu oluşturdukları için siyasi, güvenlik, ekonomik ve diplomatik hesaplamalarda kilit öneme sahipler: Türkiye, Suriye, Irak ve İran. Sadece bir hesaplama unsuru olmakla kalmayıp, çoğu durumda bölgesel sorunların çözümüne de aktif olarak katılıyorlar. Bu katılımları onlara bir enerji ve etki düzeyi katıyor. Ardı ardına gelen başarısızlıkların ama sürekli siyasi etkinin bu karışımı, bölgedeki savaştan zarar görmüş bir başka halkta da yankı buluyor: Suriyeliler.

 

Demokrasi yok edildi

 

Demokratik bir Suriye isteyenlerin siyasi mücadelesi, totaliter yönetime karşı 2011'deki ayaklanmayla ciddi bir şekilde başladı. Şam merkezli yeni bir demokratik düzen kurmayı hedefliyorlardı, ancak 13 yıl sonra bu hedefler her zamanki kadar uzak görünüyor.

 

BM Mülteci Ajansı'na göre beş milyondan fazla Suriyeli ülkeyi terk etti ve 7,2 milyon kişi de ülke içinde yerinden edildi. Çoğu, kampların zorluklarına ve yerel halkın düşmanlığına katlanarak, genellikle ev sahibi devletlerdeki çadır kentlerde yaşıyor. Siyasi temsilleri parçalanmış ve bölünmüş, kendi şehirleri harabeye dönmüş ve kırsal bölgeleri çoraklaşmış durumda. Yüz binlerce kişi öldürüldü ve çok daha fazlası fiziksel ya da psikolojik olarak yaralandı (işkence yaygındı).

 

Çatışmalar Suriye'nin iç meselesi olarak görüldüğünden, diğer savaşlara kıyasla uluslararası toplum yardım için harekete geçmedi. Dahası, İŞİD teröristlerinin Suriye'deki yaygın vahşeti, kalan az sayıdaki insani yardım kuruluşunu da Suriye'den çıkmaya zorladı. Suriyeliler, biraz da haklı olarak, kendilerini terk edilmiş hissettiler. Suriyeliler ve Kürtlerin pek çok ortak noktası var, bu nedenle Kürt deneyimi değerli bir içgörü ve belki de daha parlak bir geleceğe giden bir yol sunabilir.

 

Organize ve aktif

 

Kürtlerin deneyimi artık sadece yenilgileri ve hayal kırıklıklarıyla değil, aynı zamanda onları siyasi çürüme veya ideolojik parçalanmadan koruyan ve davalarını canlı tutmaya yardımcı olan dikkate değer bir dirençle şekilleniyor. Kürtler, kentte ya da kırsalda, evde ya da sürgünde, en soldan en sağa kadar farklı coğrafyalarda ve koşullarda sürekli olarak siyasi örgütler kurmuşlardır. Bu yaygınlık, toplumun büyük bir kısmına ulaşmalarını sağlamıştır. Bazı Kürt gruplar açıktan faaliyet gösterirken, bir kısmı da gizli kalmayı tercih ettiler. Çoğu, egemen devletlerin orduları ve güvenlik güçlerinin dağılmaları yönündeki baskılarına direndi. Siyasi hareketlerin ayakta kalmayı başarması, Kürt siyasi partilerinin artık Kürtlerin kimlik duygusunun bir parçasını oluşturduğu anlamına geliyor.

 

Kürtler dört büyük bölgesel devlette önemli bir varlığa sahiptir, bu nedenle siyasi, güvenlik ve ekonomik hesaplamaların ayrılmaz bir parçasıdırlar.

 

Siyasi liderleri genellikle dini ya da feodal figürlerden, iş adamlarından ya da akademisyenlerden daha fazla otorite, güç ve itibar sembolüdür. Küçük gruplar bile siyasi arenada varlık gösterebilir. Zaman zaman yapılan yanlış değerlendirmelere ve eksikliklere rağmen Kürt temsilci partileri, toplumlarını harekete geçirme ve Kürtlerin meşru isteklerini savunma konusunda sürekli olarak önemli roller oynamıştır. Kürt davasının karşılaştığı olağanüstü zorluklar olmasaydı bu partiler daha da fazlasını başarabilirdi.

 

Suriye'deki siyasi mücadeleler

 

Suriye'de muhalefet, yarım yüzyılı aşkın bir süredir iktidarda olan Esad ailesinin hakimiyeti tarafından çerçevelenen, şekillendirilen ve beslenen bir siyasi düzenle karşı karşıya. Dahası, Suriye siyasi eliti, eğer tanımlanabilirse, herhangi bir siyasi düzen görüntüsüne karşı tam bir umursamazlık ve küçümseme göstermektedir. Etkili kültürel ve ekonomik figürler, geleneksel olarak siyasi partilere bağlı olanlara verilen yetki ve sorumluluk pozisyonları için kendilerini hak sahibi ve yetkin hissediyor.

 

Buna ek olarak, kibirle dünyayı (ve Suriye'yi) kendi kişilikleri, çıkarları ve kararları üzerinden gören ve yönlendiren, kendini bağımsız ilan eden siyasetçiler de var. Üstünlük duyguları, efsanevi kişisel zafer anlatılarıyla doludur. Bunların yanı sıra, kurucuları için halkla ilişkiler platformları olarak hizmet veren kuruluşlar ortaya çıkıyor. Ancak bu örgütler siyasi içerikten ya da ideolojik değerden yoksundur ve kuruluşlarından kısa bir süre sonra parçalanarak kurucularının kişisel çekişmelerine karışırlar.

 

Diğer taraftan, geçmişi eskiye dayanan siyasi gruplar canlılıklarını yitirmiş ve boyut, etki ve eylem kapasiteleri azalmıştır. En parlak dönemlerinden çok uzakta olan bu gruplar artık neredeyse hiç fark edilmiyor ve bugün yüke benzeyen miraslarından başka bir şey sunmuyorlar.

 

Adaptasyon ve dönüşüm

 

Kürtlerin siyasi tarihi de 1930'lardaki kapsamlı ve radikal ayaklanmalar döneminden sonra sürekli bir deneyim ve ayaklanma dönemi olmuştur. Kürtler ve özellikle de siyasi liderleri, etraflarında kurulan ulus-devletlerin askeri ve diplomatik ittifaklarla desteklenen gerçek varlıklara dönüştüğünü gördüler. Buna karşılık, bu devletlerin etrafında manevra yapmaya başladılar.

 

Bu, geleneksel çatışma çözümü çerçevelerine alternatifler keşfetmek ve Kürt haklarının ve taleplerinin inkarını önlemek için kendilerine dayatılan yapılardaki zayıflıkları aramak anlamına geliyordu. Davalarına yardımcı olması için özyönetim, kültürel tanınma, halkların kardeşliği ve federalizm gibi kavramları kullandılar.   Kürtler 1930'lardaki kapsamlı ayaklanmalar döneminden sonra deneysel ve uyarlanabilir taktiklere geçtiler.    

 

Kürtler ayrıca modern Türkiye'nin bazı kurucu ilkeleriyle (Atatürkçülük) ilişkilerini yeniden tanımlayarak ulus içinde birlik arayışına girdiler ve belirli bölgelerde özerk yönetim karşılığında toprak egemenliği taleplerinden vazgeçtiler. Irak'ta Kürtler, 1958'de monarşiyi deviren askeri lider Başbakan Abdülkerim Kasım ile bir anlaşma yaptı. Kurulan yeni hükümet, Kürdistan'ı "Irak'ın iki ulusundan biri" olarak adlandırdı. Ancak özerklik gerçekleşmeyince ilişkiler bozuldu. 1961'de Kürt lider Mustafa Barzani, Kasım'a bir ültimatom verdi. Bundan sonraki dokuz yıl boyunca Kürtler ve Irak hülümeti savaştı ve 105,000 kadar kişi öldü. Bu savaş 1970 yılında Irak Kürdistanı'na özerklik veren bir anlaşmayla sona erdi.

 

İttifakların uygun şekilde değiştirilmesi

 

Kürtler, önce Arif kardeşlerin iktidarını devirmek için Baasçılarla iş birliği yaparak, ardından Baasçılara karşı İran Şahı ile ittifak kurarak ve daha sonra da Baas rejimini yıkmak için Amerikalılarla birlikte çalışarak siyasi olarak ayak sürümek zorunda kaldılar. İranlı Kürtler de çeşitli siyasi karmaşıklıkların üstesinden geldiler ve Kürtlerin Suriye'deki deneyimleri de kalıcı bir etki bıraktı.

 

Bu yaklaşım, Suriye'nin mağlup partileri için de bir ders niteliğindedir; zira bu partiler şu anda kendilerini bir avuç katı ve basit sloganla sınırlamış durumdalar.

 

Bu sloganlar, her ne kadar bir zamanlar Baas Partisi'nin kurbanı olanlar tarafından dile getirilse de iktidardaki Baas Partisi'nin ve müesses nizam zihniyetinin yaklaşımını yansıtıyor. Halkını ileriye götürebilecek ve temel çıkarlarını koruyabilecek, onlar adına müzakere edebilecek, hatta değişim ve uzlaşmanın avantajlı olduğuna ikna edebilecek Suriyeli gerçek siyasi liderler konusunda belirgin bir eksiklik var.

 

İleriye doğru bir yol çizmek

 

Yaşlı bir Kürt devlet adamı, yenilgiye uğramış Suriyeli gruplara ileriye dönük bir yol çizmelerine ve en zorlu sorunları çözmek için gereken direnci geliştirmelerine yardımcı olacak sorular sorabilir. Böylesine acı yenilgiler yaşamış bir halkın nasıl olur da birleştirici sembolleri olmaz? Böylesine dirençli insanlar nasıl oluyor da davalarının sınır ötesi teröristler tarafından istismar edilmesine itiraz etmeden izin verebiliyor? Neden farklı bakış açılarına sahip ve aynı zamanda rejime karşı olan Suriyeli dostlarıyla konuşmayı reddediyorlar? Ve neden siyasi aktivizmi bir yaşam tarzı haline getiriyorlar?

 

Bu kadar çok kan dökmüş ama sorunlarını ele almak için tutarlı bir siyasi ya da entelektüel çerçeveden yoksun bir halk için, sadece rejimi suçlamanın ötesinde, mutlaka bundan daha akıllıca bir yol olmalı. Bu sorunun cevabını Kürtlerden öğrenmek yardımcı konuyu anlamaya yardımcı olabilir.


KAYNAK: https://en.majalla.com/node/319686/

 

Sitemizde alıntıladığımız yazılarda yer alan fikirler , makalenin yazarının kendi öznel değerlendirmeleri olup Haberfikir.com sitemizin görüşleri ve bakış açısı ile uyuşmayabilir.

Özet
:
Al-Majalla.com'dan Rustum Mahmud yazdı: Devletsiz ama onlarca yıllık hayal kırıklığı ve yenilginin ardından bile direngen kalan Kürtler, kendilerini nüfuz sahibi konumlara taşıdılar. Mağlup Suriyeliler için çıkarılacak dersler var.
Resim
Türkçe
X