İsrail-Azerbaycan ilişkileri
Kafkaslar'dan Orta Doğu'ya uzanan iki ülke arasındaki ortaklığının temeli, Azerbaycan'ın 90'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını ilan etmesine dayanıyor.
İsrail, 1991'de Azerbaycan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri oldu. Bundan kısa süre sonra diplomatik ilişkiler tesis edildi, İsrail Bakü'de büyükelçilik açtı.
BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar, kültürel bağlar ile temeli atılan ilişkilerin zamanla enerji, savunma ve istihbarat gibi stratejik alanlarda iş birliği üzerinden geliştiğini söylüyor.
Gelinen noktada iki ülke birbirlerini "stratejik ortak" olarak tanımlıyor.
Azerbaycan, Hamas'ın 7 Ekim saldırılarından sonra İsrail'in Gazze'de başlattığı operasyonlara rağmen ülkeyi desteklemeyi sürdüren, nüfusunun çoğu Müslüman tek ülke.
Azerbaycan, Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler arasında en büyük Yahudi azınlığa sahip ülkelerden.
Dünya Yahudi Kongresi'ne göre Azerbaycan'da 7 binden fazla Yahudi bulunuyor. Farklı kaynaklara göre bu sayı 30 bine kadar çıkıyor.
Azerbaycan Uluslararası İlişkiler Analiz Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Ferid Şefiyev, Azerbaycan'daki Yahudi diasporasının 1000 yıllık geçmişi olduğunu ve ilişkilerin gelişmesindeki itici güçlerden birinin bu diaspora olduğunu söylüyor.
Azerbaycan dış politikası üzerine çalışan bağımsız araştırmacı Nesrin Gadimova-Akbulut da BBC Türkçe'ye yaptığı yazılı değerlendirmede iki ülkenin "örtüşen bölgesel çıkarlara ve birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak kaynaklara sahip olduklarını" ifade ediyor.
Araştırmacı, İsrail'in enerji ihtiyacının yarısından fazlasının Azerbaycan tarafından karşılandığına dikkat çekiyor.
Petrol tedariğinin büyük kısmı Türkiye'yi de kapsayan Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden sağlanıyor ve Akdeniz'deki gemiler ile İsrail'e taşınıyor.
İkili ilişkilerin en önemli unsurlarından diğeri ise savunma sanayi.
Gadimova-Akbulut, Azerbaycan'ın 2016-2021 yılları arasında savunma ithalatının neredeyse yüzde 70'inin İsrail'den geldiğini vurguluyor.
Ferid Şefiyev, Azerbaycan-İsrail ilişkilerinin yalnızca "petrol-silah takasına" indirgenemeyeceğini söylüyor ve ekliyor:
"Bunun ötesinde özellikle Azerbaycan'ın İran'a yakınlığını göz önünde tutulduğunda daha büyük tarihi ve jeopolitik çıkarlar var."
Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nden Dr. Gallia Lindenstrauss, İsrail ve Azerbaycan'ın İran'ın "yayılmacı ve istikrarı bozan politikalarından derin endişe duyduklarını" söylüyor:
Doç. Dr. Salih Bıçakcı, İsrail ve Azerbaycan'ın İran'ın bölgedeki nüfuzunu kısıtlamak için iş birliği yaptığını anlatıyor.
"İsrail'in ekipmanlarıyla İran'ı dinleyebileceği en yakın nokta şu an itibarıyla [Azerbaycan]" diye konuşan Bıçakcı, Azerbaycan ve İsrail arasında istihbarat alanında da iş birliği olduğu değerlendirmesini yapıyor:
"Bu konuda Azerbaycan önemli bir rol oynuyor. Bu söylenmiyor, çok dile getirilmiyor. Ama böyle bir nosyonu ve misyonu var."
Ferid Şefiyev, Bakü'nün 7 Ekim saldırılarını kınadığını ve Gazze'deki can kayıplarına yönelik derin endişelerini dile getirdiğini vurguluyor, Azerbaycan'ın tutumunu ise şu sözlerle özetliyor:
"Azerbaycan iki devletli çözümü destekliyor. Ramallah'ta ofisimiz var. 2009-2010'dan bu yana Azerbaycan'da tam teşekküllü bir Filistin elçiliği var. İki devletli çözümü, Filistin'in bağımsızlığını destekliyoruz."
Azerbaycan'ın 2023'ten bu yana Tel Aviv'de İsrail Büyükelçiliği de bulunuyor.
Nesrin Gadimova-Akbulut, 2000'lerde açılan Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı'nın Azerbaycan'dan Akdeniz'e ve özellikle İsrail'e enerji sevkiyatı konusunda "kilit koridor" görevi gördüğünü vurguluyor.
YAZININ TAMAMI İÇİN BBC TÜRKÇE'DE YAYINLANAN AŞAĞIDAKİ LİNKE TIKLAYINIZ:
BBC Türkçe : Azerbaycan ve İsrail nasıl stratejik ortak oldu?