NYT: Alman firmaları ABD'ye yatırım yapmaktan kaçınıyor
ABD Başkanı Trump, diğer ülkelerden gelen mallara gümrük vergisi getirme kararını, şirketlerin üretimi ABD'ye kaydırmasına yol açacağını ve istihdamı geri getireceğini öne sürerek savunuyor.
1800'lü yılların sonlarından bu yana mallarını ABD'de üreten Alman şirketleri için bu tür argümanların içi boş. Binlerce Alman şirketinin halihazırda ABD'de fabrikaları bulunuyor ve bu şirketler ülkedeki yabancı yatırımların yüzde 12'sini oluşturuyor.
BMW ve Mercedes-Benz gibi otomobil üreticilerinin uzun zamandır ABD'de fabrikaları var. Şekerleme üreticisi Haribo, onlarca yıl sakızlı ayılarını ithal ettikten sonra 2023 yılında Wisconsin'de ilk ABD fabrikasını açtı.
Birçok Alman şirketi şimdi bu stratejiyi sorguluyor. Son anketler, Alman üreticilerin ABD'ye yatırım yapmaktan geri çekildiğini ve halihazırda orada bir ayak izine sahip olanların gelecekleri konusunda daha karamsar olduklarını gösteriyor.
Alman Ticaret ve Sanayi Odası, ABD'de fabrikaları bulunan 6.000 Alman şirketinin ekonomiye bakışını ölçmek için düzenli olarak anket yapıyor. Odanın dış ticaret müdürü Volker Treier, bu şirketlerin yıllardır “ortalamanın üzerinde” bir görüşe sahip olduğunu söyledi. Ancak Başkan Trump'ın 2 Nisan'da gümrük vergilerinin ilk turunu açıklamasından bu yana görüşler düştü.
Treier, “Trendin tersine düştüler” dedi. “Çünkü tarifeler zehirdir.”
Bunun yerine, birçok Alman firmasının yatırımlarını ülkede tutmaya devam edeceği görülüyor. Danışmanlık firması Deloitte tarafından 216 Alman finans yöneticisiyle yapılan ayrı bir ankete göre, Almanya'daki şirketlerin yalnızca yüzde 19'u Kuzey Amerika'ya yatırım yapmak istediklerini söyledi.
Friedrich Merz başkanlığındaki yeni hükümetin geçtiğimiz Salı günü bürokrasiyi azaltma ve enerji fiyatlarını düşürme göreviyle yemin etmesinden bu yana Alman şirketleri de kendi ülkelerinde yatırım yapmaya daha istekli görünüyor. Birçoğu da hükümetin önümüzdeki 12 yıl içinde altyapıya yatırım yapmak için borçlanmayı planladığı 500 milyar avrodan (yaklaşık 564 milyar dolar) para kazanmayı umuyor.
Bu heyecan, tarifelerin 90 günlük askıya alınmasının Temmuz ayında sona ermesinden önceki haftalarda ya da Avrupa Birliği ve Washington bir ticaret anlaşmasına varabilirse değişebilir.
Merz'in ofisinden yapılan açıklamaya göre Şansölye ve Trump göreve geldikten sonra yaptıkları ilk telefon görüşmesinde “ticari anlaşmazlıkları hızlı bir şekilde çözme konusunda mutabık kaldılar”.
Gümrük vergilerinden en çok etkilenen Alman endüstrileri arasında, BMW ve Mercedes-Benz'in Güney'de fabrikalar kurduğu 1990'ların ortalarından bu yana ABD'de önemli bir varlığa sahip olan otomotiv sektörü yer aldı. Bunu yaklaşık on yıl sonra Volkswagen takip etti.
Üç şirketin liderleri, gümrük vergilerini hafifletmek umuduyla Washington'da görüşmelerde bulundu. Hem Mercedes hem de Audi'nin sahibi de olan Volkswagen, bazı modellerin üretimini Amerika Birleşik Devletleri'ne taşımayı düşündüklerini açıkladı. Beyaz Saray bu ay içinde yaptığı açıklamada bunu, başkanın stratejisinin işe yaradığının kanıtı olarak kutladı.
Önde gelen otomobil üreticilerinin yanı sıra düzinelerce küçük Alman şirketi de ABD'de mal üreterek Almanya'nın 2023 yılında 657.8 milyar dolar değerindeki toplam doğrudan yatırımına katkıda bulunuyor. Bu rakam, aynı yıl Amerikan şirketlerinden Almanya'ya akan 193,1 milyar doların üç katından daha fazla.
Bu farklılığın, Almanya'nın ABD'ye satın aldığından daha fazla mal sattığı ticaret açığına odaklanan Bay Merz ve Bay Trump arasındaki gümrük vergisi müzakerelerinde öne çıkacağı kesin.
Treier, “Biz daha fazla yatırım yaptık, şirketlerimiz ABD'de Almanya'daki Amerikan şirketlerinden daha fazla istihdam yarattı,” dedi. “Bana göre adaletten bahsederken en önemli başlangıç noktası budur.”
Alman şirketleri için Amerika Birleşik Devletleri'nde üretim yapma nedeni, pazara erişim kolaylığı ve yerel üretim yapma arzusu gibi faktörlerden kaynaklanıyor.
Şirketin kıdemli başkan yardımcısı Christian Bahlmann, Haribo'nun Wisconsin'e taşınmasının yerel odaklı bir stratejiye geçişin bir parçası olduğunu söyledi. Bahlmann, “Mevcut gümrük politikasından bağımsız olarak bu uzun vadeli planımızı sürdürüyoruz” dedi.
Zincirli testere ve diğer elektrikli el aletleri üreticisi olan Stihl'in merkezi Almanya'nın güneybatısındaki Waiblingen kentinde bulunuyor. Ancak onlarca yıldır Virginia'da bir fabrika işletiyor.
Stihl Yönetim Kurulu Başkanı Michael Traub geçtiğimiz günlerde gazetecilere verdiği demeçte, “1974 yılında bunu idari baskı nedeniyle değil, yerel üretime inandığımız için böyle yaptık” dedi ve bu hamlenin politik değil, iyi bir iş anlayışına dayandığını vurguladı.
Bu yerel odaklı yaklaşım şimdi Stihl'in Bay Trump'ın ithalat vergilerinin en kötü etkilerinden bazılarından kaçınmasına yardımcı oluyor. Ancak şirket hala Avrupa ve Brezilya'daki fabrikalarından ABD'ye gönderilen akülere ve diğer bileşenlere ihtiyaç duyuyor, bu da bazı ürünlerin fiyatlarının kaçınılmaz olarak artacağı anlamına geliyor, dedi Traub.
“Fiyatları artırmamak için her şeyi yapacağız” dedi. “Tarifelerin vergi olduğuna ve günün sonunda tüketicilerimizin bunları ödemek zorunda kalacağına inanıyoruz.”
YAZAR: Melissa Eddy
Melissa Eddy Berlin'de yaşıyor ve Almanya'nın siyaseti, iş dünyası ve ekonomisi hakkında haberler yapıyor.
KAYNAK: https://www.nytimes.com/
