Trump'ın Filistin yanlılarını sınır dışı etme kararı ABD Yahudilerini endişelendiriyor
Haham Sharon Brous, Trump yönetiminin Yahudileri korumak adına yüksek eğitim fonlarına saldırması ve hukuk firmalarına zorbalık yapması gibi sert taktiklerinden giderek daha fazla endişe duymaya başlamıştı.
Bu yüzden geçen ayın başlarında Los Angeles'taki cemaatine “Ben Senin Piyonun Değilim” başlıklı ateşli bir vaaz verdi. Saatler sonra, Trump yönetiminin bir sonraki hamlesi geldi. Göçmenlik bürosu görevlileri Filistin yanlısı protestolara katılan aktivistleri ve yabancı öğrencileri gözaltına almaya başladı.
Haham Brous bir röportajında “Bu yapılanlar Yahudileri korumayacak” dedi. “Kullanılıyoruz.”
Ülke genelinde Amerikalı Yahudiler, Gazze'deki savaş nedeniyle kampüslerde yaşanan huzursuzluğu giderme çabasının, seçkin üniversitelerin milyarlarca dolar fon almasını engelleme, büyük hukuk firmalarına “antisemitizm” konusunda ücretsiz çalışma yapmaları için baskı yapma ve geçen bahardaki protestolara teğet bile geçen yabancı öğrencileri sınır dışı etme kampanyasına dönüşmesini endişe ya da heyecanla izlediler.
“Antisemitizmle elimizden geldiğince güçlü bir şekilde mücadele etmeliyiz” diyen Cumhuriyetçi Yahudi Koalisyonu Başkanı Matt Brooks, Başkan Trump'ın göreve gelmesiyle birlikte ‘kasabada yeni bir şerif’ olduğunu da sözlerine ekledi.
Bu ayrışmalar, Yahudi cemaatlerini uzun zamandır bölen ve 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırılarından ve İsrail'in Gazze'deki yıkıcı tepkisini takip eden geniş kampüs protestolarından bu yana daha da derinleşen ayrışmaları yansıtıyor.
Ancak Yahudilerin çoğu bazı protestolarda antisemitik söylemlere ilişkin endişeleri paylaşırken, cemaat içindeki pek çok kişi işlerin çok ileri gitmiş olabileceğine ikna olmuş durumda.
Sivil göçmenlik bürosu görevlilerinin Somerville sokaklarında Tufts Üniversitesi'nde okuyan bir Türk yüksek lisans öğrencisini durdurup tutukladıkları video, Yahudi cemaatinden bazı kişiler için özellikle rahatsız edici bir yankı uyandırdı. Rumeysa Öztürk adlı öğrenci, bir öğrenci gazetesi için üniversitenin İsrail'in Gazze'deki savaşına karşı tavır almasını talep eden bir makale yazmıştı.
Yüzyıllar boyunca haksız tutuklamalar, kayıplar, sürgünler ve ölümcül şiddetten payına düşeni fazlasıyla almış bir toplumdaki pek çok kişi için video, Yahudi tarihinin acı hatıralarını çağrıştırdı. Bunun Yahudileri savunmak adına yapılmış olması durumu daha da kötüleştirdi.
İşin kötü tarafı; İsrail yanlısı iki grup, Kanarya Misyonu ve Betar, Filistin yanlısı protestocuların hedef seçilmesinde bile rol oynadı.
“Ayağa kalktım. Oturuyordum. İstemsizce ayağa kalktım,” diyen İsrailli Amerikalı klinik psikolog ve terapist Orna Guralnik, videoyu izledikten sonra verdiği tepkiyi anlattı. “Bu öfke ve korku.”
“Çift Terapisi” adlı televizyon programıyla ün kazanan Dr. Guralnik, bu tür tutuklamaların 'insanları antisemitizmle mücadelenin ne kadar alaycı bir şekilde kullanıldığına dair ciddi bir şekilde uyandırdığını' da sözlerine ekledi. “ Bu durum liberal bir insanın inandığı her şeyle çelişiyor.”
Uygulamalarında, Amerikalı Yahudi hastalarının “kafalarının karışık ve gerçekten çelişkili” olduğunu söyledi.
Federal baskı şu ana kadar İsrail'i eleştirenleri hedef almış olsa da, bazıları Trump yönetiminin eylemlerinin, yerini açık antisemitizme bırakan önceki bağnaz milliyetçilik dönemlerini rahatsız edici bir şekilde yansıttığını düşünüyor.
Gazeteci Matt Bai Salı günü Washington Post'ta yayınlanan bir yazısında “Bana tarihte Yahudilerin herhangi bir yerde yaygın milliyetçilik ve baskının bir karışımından yararlandığı bir an bulun” diye yazdı. “ Epey bir süre aramanız gerekecek.”
Trump yönetimi, federal hükümetin sert eylemlerinin Yahudi toplumunu korumak adına yapıldığını söyleyerek, bilerek ya da bilmeyerek, Yahudilerin üzerine pek çok kişiyi rahatsız eden bir spot ışığı koymuş oldu.
Siyasi tartışmaları bastırmadan antisemitizmle mücadele etmenin bir yolunu arayan ilerici bir Yahudi grubu olan Nexus Project'ten Jonathan Jacoby, “Ne zaman Yahudileri bir konuda ortada bıraksanız, bu Yahudiler için iyi değildir” dedi. “Bu, antisemitlerin Yahudileri koymak istedikleri klasik bir antisemitik pozisyondur. Böylece günah keçisi ilan edilebilirler.”
Aynı zamanda Trump yönetimi, sosyal ve siyasi hayatın ana akımında yer alanlar da dahil olmak üzere pek çok Yahudi grubunun desteğini almaya devam ediyor.
Yüzyılı aşkın bir süredir antisemitizmle mücadele için çalışan Anti-Defamation League, Columbia Üniversitesi'nden aktivist Mahmoud Khalil'in geçen ay tutuklanmasını desteklemek için hemen bir açıklama yayınladı ve Khalil'in tutuklanmasının “üniversite kampüslerinde ya da herhangi bir yerde yasaları çiğnemeyi düşünebilecek diğer kişiler için caydırıcı bir unsur olduğunu” söyledi. Açıklamada Bay Khalil'e “yasal sürecin” uygulanacağının varsayıldığı belirtildi.
Suriye'de yasal olarak daimi ikamet eden ve hamile bir Amerikalı eşi olan Bay Khalil'e herhangi bir suç isnat edilmedi. Yaklaşık üç haftadır, 8 Mart'ta New York'ta tutuklanmasının ardından götürüldüğü Louisiana'daki bir tesiste tutuluyor.
Dindar Yahudileri temsil eden bir çatı kuruluş olan Yahudi Ortodoks Birliği, Trump yönetiminin eylemlerini genel olarak destekledi.
Birliğin başkan yardımcısı Haham Moshe Hauer yaptığı açıklamada “kampüslere bulaşan anarşi, nefret, gözdağı ve şiddetle” mücadelenin “Amerikan usulü, kesin, kararlı ve yasal” bir şekilde yürütülmesi çağrısında bulundu.
Konuyla ilgili bir Beyaz Saray sözcüsü yorum talebine hemen yanıt vermedi.
Cumhuriyetçi Yahudi Koalisyonu'ndan Bay Brooks, antisemitizme karşı cevabın hiçbir şey yapmamak olamayacağını söyledi ve federal hükümetin eylemlerinin Amerikalı Yahudileri daha büyük bir tehlikeye attığı fikrini “kesinlikle saçma” olarak nitelendirdi.
Büyük ve çeşitli Yahudi cemaatlerine sahip Amerikan şehirlerinin sokaklarında ise duygular çok daha kararsızdı.
Manhattan'da sosyal açıdan ilerici ama dini açıdan Muhafazakar bir Yahudi sinagogunu yöneten Haham Jeremy Kalmanofsky, günler önce kaldırımda bir cemaat üyesi tarafından durdurulduğunu ve “antisemitizmle mücadele adına insanların sokak köşelerinde kaybolmasından” ne kadar rahatsız olduğunu dile getirdiğini söyledi.
Haham Kalmanofsky, “Cemaatim, yönetimin antisemitizm söyleminin gerçekliği konusunda çok ama çok şüpheci” dedi.
Hukuk sistemi ve üniversitelere yönelik saldırılara atıfta bulunan Kalmanofsky, "Eğer anayasal düzenin temelleri, medeni haklar, sivil özgürlükler ve yüksek öğrenim zayıflatılırsa Yahudi halkının bundan daha kötü etkileneceğini düşünüyorum” dedi.
Demokrasi yanlısı bir grup olan Jewish Council for Public Affairs'in CEO'su Amy Spitalnick de antisemitizmle mücadele çabasının ardındaki motivasyondan şüphe duyduğunu çünkü bu çabanın insanların kimliklerine ve inançlarına dayalı olarak yasal süreç haklarının seçici bir şekilde uygulanmasını içerdiğini söyledi.
“Bu, antisemitizmle ilgili endişeleri demokrasiyi baltalamak için kullanmakla ilgili” dedi.
Ancak bunu açıkça söylemek zaman zaman tedirgin edici bir deneyim oldu.
Haham Kalmanofsky, Facebook'ta Bay Khalil'e yapılan muameleye itirazını, aktivistin İsrail'le ilgili sakıncalı bulduğunu söylediği görüşlerine katıldığı için değil, tutuklanmasının herkes için potansiyel bir tehdit oluşturması nedeniyle paylaştı.
“Eğer bu yasal ikamet sahibi Birinci Değişiklik haklarını kullandığı için tutuklanıp sınır dışı edilebiliyorsa, o zaman herkes edilebilir” diye yazdı ve sınır dışı edilmeyi engelleyen ve aynı zamanda sinagogunun bir üyesi olan davadaki federal yargıca ‘övgüler’ sundu.
Hahamın paylaşımı üzerine zaman zaman hararetlenen tartışmalar hahamı şaşırttı.
Bir yorumcu Bay Khalil'den bahsederken “Doğru soru Amerika'nın onun burada olmasından fayda sağlayıp sağlamadığıdır” dedi. “Eğer cevap hayır ise, o zaman sınır dışı edilmelidir.”
Los Angeles'ta, mezhep farkı gözetmeyen bir Yahudi cemaati olan IKAR'dan Haham Brous, Yahudi olsun ya da olmasın pek çok insan için aynı anda iki rakip fikri savunmanın zorlaştığından ve tanımlanmış ideolojik kamplara çekilmenin çok daha kolay hale geldiğinden yakındı.
İki şeyin doğru olduğunu açıkça belirtmek istediğini söyledi: “Zamanımızda gerçek bir antisemitizm sorunu var ve üniversiteler bunun normalleşmesi için çok verimli bir zemin haline geldi”. Ayrıca, bu yönetimin saldırılarının “Yahudileri güvende tutmaya yönelik gerçek bir arzudan kaynaklanmadığını” da sözlerine ekledi.
“Bugün hoş karşılanan bir sahiplenme gibi görünen şey aslında bizi daha da büyük bir tehlikeye atıyor” dedi 8 Mart'taki vaazında.
Cemaatinden biri olan Shifra Bronznick, vaazı New York'tan internet üzerinden izledi ve vaaz onu derinden etkiledi. Onlarca kişiye bundan bahsettiğini ve onlara şöyle dediğini söyledi: “Bu vaazı mutlaka dinlemelisiniz.”
YAZAR: J. David Goodman
J. David Goodman The Times'ın Houston büro şefidir ve Teksas ve Oklahoma'dan haberler yapmaktadır.
KAYNAK: https://www.nytimes.com/