Doğu Akdeniz’de yeni satranç hamlesi: Hafter'le Libya Anlaşması
Türkiye, yıllardır Doğu Akdeniz’deki enerji ve deniz yetki alanı mücadelesinde kendisine karşı oluşturulan blokajla uğraşıyor. Yunanistan, Mısır ve Kıbrıs üçlüsü, Ankara’yı adeta dar bir alana hapsetmeye çalıştı. Ancak uluslararası siyasette hiçbir denklemin kalıcı olmadığını, fırsatların her zaman yeni kapılar araladığını biliyoruz. Bugün de Libya üzerinden öyle bir fırsat kapısı aralanıyor.
Libya’nın doğusundaki parlamento, Türkiye ile 2019’da imzalanan deniz yetki anlaşmasını onaylamaya hazırlanıyor. Bu adımın gerçekleşmesi halinde, Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki pozisyonu çok daha güçlü hale gelecek. Türkiye, yalnızca kendi haklarını savunmakla kalmayacak; aynı zamanda Girit’in güneyinde doğalgaz arama faaliyetlerine meşru bir dayanak bulacak ve merkez Akdeniz’de uzun vadeli bir deniz gücü varlığı tesis edebilecek.
Bu tablo, Türkiye’nin uzun süredir dile getirdiği “Mavi Vatan” vizyonunun somutlaşması anlamına gelir. Yunanistan ve Mısır’ın 2020’de imzaladığı EEZ (deniz yetki alanı) anlaşmasıyla Türkiye’yi dışlama girişimi, böylece hukuki ve siyasi açıdan ciddi bir darbe alacaktır.
Şüphesiz ki bu hamle kolay hazmedilmeyecek. Atina’dan ve Kahire’den sert tepkiler gelecektir. Fakat Türkiye için önemli olan, masada yalnız olmadığını göstermek ve bölgedeki dengeleri lehine çevirmektir. Libya’nın doğusundaki aktörlerin bu anlaşmayı kabul etmesi, Ankara’nın Akdeniz’de yalnızlaştırılma politikasını boşa çıkarıyor.
Doğu Akdeniz’deki denklemin bir kez daha yazılmakta olduğu çok açık. Ve Türkiye, bu yeni satranç tahtasında hamle üstünlüğünü ele geçirmeye çalışıyor.
Kısacası, Libya’daki bu gelişme sadece bir anlaşmanın ötesinde, Türkiye’nin bölgesel ağırlığını pekiştiren stratejik bir kazanımdır. Ankara, artık yalnızca Doğu Akdeniz’de değil, aynı zamanda Akdeniz’in kalbinde de güçlü bir aktör olarak varlığını hissettirmeye hazırlanıyor.
KAYNAK: https://geopoliticalfutures.com/
Bu yazının özetlenmesinde ChatGPT’den yararlanılmıştır.