Arap ülkeleri Gazze yönetimini devralmak istiyorlar mı?
İsrail Başbakanı BENJAMIN NETANYAHU'nun Gazze Şeridi'ni Arap ortaklarına devretme planı, Orta Doğu'daki az sayıdaki ortağı tarafından pek hoş karşılanmıyor.
Netanyahu Perşembe günü Fox News'e verdiği demeçte, İsrail'in Gazze'yi işgal etme planlarının, bu bölgeyi “bizi tehdit etmeden düzgün bir şekilde yönetecek ve Gazze halkına iyi bir yaşam sağlayacak Arap güçlerine devretmeye” bağlı olduğunu söyledi.
Hangi Arap ülkesi bu görevi üstlenecek? Hiçbiri gönüllü olmuyor ve bu durum, İsrail'in bölgedeki askeri operasyonlarını artırması ve Gazze'yi tam anlamıyla işgal etmesi halinde, açlık, hastalık, yaralanma ve ölüm riskiyle karşı karşıya olan binlerce Filistinli için iyiye işaret değil.
NatSec Daily, İsrail'le diplomatik ilişkileri olan Arap ülkelerinin büyükelçiliklerine veya dışişleri bakanlıklarına, bu görevi üstlenecek bir ülke olup olmadığını sormak için mesaj gönderdi (Sudan'ı atladık çünkü Hartum'un şu anda kendi sorunları var). Fas, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri yorum taleplerimize yanıt vermedi.
Ürdün'ün Washington büyükelçiliğinin sözcüsü, Kral ABDULLAH II'nin açıklaması dışında yorum yapmayı reddetti. Açıklamada Ürdün kralı, Netanyahu'nun Gazze'yi işgal etme önerisini “tamamen reddettiğini” belirtmişti. Mısır Cumhurbaşkanı ABDEL FATTAH AL SISI'nin Filistin lideri MAHMOUD ABBAS ile yaptığı telefon görüşmesinde, Filistinlilerin yerinden edilme olasılığını kınadığını ve müzakere yoluyla ateşkes sağlanması konusundaki kararlılığını yinelediğini de belirtmeliyiz. Ancak Sisi, “Arap gücü” olasılığına değinmedi.
Bu sessizlik, Netanyahu'nun önerisinin bölgede ne kadar başarısız olacağını hatırlatıyor.
İsrail'in Arap ortaklarından hiçbiri, bölgede Netanyahu'nun savaş çabalarının potansiyel suç ortağı olarak görülme riskini almak ya da daha kötüsü, harap ve yıkılmış Gazze'yi yönetme yükünü üstlenmek istemiyor. Arap ülkeleri ayrıca, İsrail işgalinin bölgedeki Filistinlilerin daha fazla yerinden edilmesine ve potansiyel olarak Gazze'den sürülmesine yol açabileceğinden endişeli.
Washington'daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi düşünce kuruluşunda Orta Doğu programını yöneten MONA YACOUBIAN, “Netanyahu, işgalin ardından daha fazla yerinden edilme ve muhtemelen kıtlık benzeri koşulların derinleşmesi durumunda, herhangi bir Arap ülkesinin devreye girip bunun sorumluluğunu üstlenmeye istekli olacağını düşünüyorsa, bu bir hayalden ibarettir” dedi. “Bu her zaman böyleydi. Ancak şu anda durum daha da vahim, çünkü sahadaki koşullar önemli ölçüde kötüleşti ve açıkçası Arap liderlerin Netanyahu'ya ve onun nihai niyetine olan güveni çok az.”
Biden yönetimi, Hamas'ın Gazze'den çıkarılmasının ardından ortaya çıkan kaçınılmaz iktidar boşluğunu doldurmak için Filistin Yönetimi ile birlikte çalışan bir Arap barış gücü fikrini ortaya attı. Ancak Arap devletlerinin bu bölgeyi doğrudan yönetmesini içermeyen bu fikir bile pek ilgi görmedi. Biden yönetimi sırasında Orta Doğu'dan sorumlu Savunma Bakanlığı müsteşar yardımcısı olarak görev yapan DANA STROUL, Arap ülkeleri “İsrail'in, bir tür geçici gücün nihayetinde bölgede bir Filistin hükümetinin kurulmasına yol açacağına dair net bir anlayış ve taahhüt göstermediği sürece, Gazze'ye güvenlik unsuru veya asker sağlamayacak” dedi.
Stroul, Netanyahu'nun bu tür taahhütlerde bulunmadığını da ekledi.
Trump yönetimi bu planlarla ilgili herhangi bir endişesini dile getirmiyor. İsrail Büyükelçisi MIKE HUCKABEE Perşembe günü CBS'ye verdiği röportajda, “onlara ne yapmaları veya yapmamaları gerektiğini söylemek bizim işimiz değil” dedi. Başkan DONALD TRUMP da benzer şekilde, kararın “büyük ölçüde İsrail'e bağlı” olduğunu söyledi.
KAYNAK: Politico: Searching for Israel’s ‘Arab forces’
