Suriye Ulusal Diyalog Konferansı yapıldı ama...
Suriye'nin fiili lideri, ülkenin geleceğine ilişkin görüşmeler başlarken demokratik bir siyasi geçiş sağlama taahhüdünü yineledi.
Ahmed al-Sharaa Salı günü, yıllar süren iç savaş ve eski Devlet Başkanı Beşar Esad'ın düşüşünün ardından ülkenin siyasi geçiş sürecine rehberlik etmeyi amaçlayan ulusal diyalog katılımcılarını ağırlarken, vatandaşlarını birlik olmaya çağırdı ve bir geçiş dönemi adalet kurumu kurma sözü verdi.
El Şaraa ayrıca devletin silah tekelini elinde tutacağını da söyledi ki bu son yıllarda çok sayıda silahlı grubun savaştığı bir ülkede kilit bir konu.
Ülkenin başkenti Şam'daki toplantı, El Şaraa ve iktidardaki Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) tarafından demokratik ve kapsayıcı bir geçiş ve devletin yeniden inşası için önemli bir kilometre taşı olarak lanse edildi. Ancak sürecin aceleye getirildiği ve geniş katılım sağlanamadığı yönünde endişeler var.
Sharaa, bir geçiş dönemi adaleti komitesinin kurulduğunu açıkladığı açılış konuşmasında, "Tüm Suriyelileri, onlarca yıllık diktatörlüğün yaralarını sarmak ve acıları silmek için birlik olmaya ve el ele vermeye çağırıyorum" dedi.
El-Sharaa, "Geçtiğimiz iki ay boyunca Suriyelilere karşı suç işleyenleri takip etmek için çalıştık" diye ekledi. "Silahlı kuvvetlerin birleştirilmesi ve devletin tekelinde olması bir lüks değil, bir görev ve zorunluluktur" diye devam etti.
Al-Sharaa daha önce de yıllarca Esad rejimine karşı savaşan Kürt liderliğindeki güçlerin ulusal orduya entegre edilmesi gerektiğini söylemişti.
Konferansa ilişkin planlar son dakikaya kadar belirsizliğini koruyordu ve Pazar günü aniden konferansın yapılacağının açıklanması, konferansın düzenlenmesinin bir ya da iki ay daha süreceğini düşünen pek çok gözlemci için sürpriz oldu.
Organizasyon komitesi toplum liderleriyle görüşmek üzere Suriye'yi dolaşmaya devam ederken gönderilen davetiyelerle birlikte, organizatörlere yönelik bazı kafa karışıklıkları ve eleştiriler ortaya çıktı.
Muhalif siyasetçi George Sabra X'te 23 Şubat'ta Şam'da bulunması için bir davet aldığını paylaştı. Ancak Fransa'da sürgünde yaşadığı ve Suriye'ye zamanında gelemediği için daveti reddetmek zorunda kaldı.
Yerel basına göre, görüşmelere yaklaşık 600 kişi katılıyor ve iki günlük bir konferansta bir güne sığdırılmış çalışma oturumlarının yoğunluğu katılımcılara ancak ikişer dakika konuşabilme fırsatı verilebilmesi konferansın verimliliğini zedeledi.
Pazartesi günü bir tanıtım oturumu ve akşam yemeğiyle başlayıp Salı günü tartışmalara geçilecek şekilde planlanan konferans gündemi, etkinliğin ciddiyeti konusunda kuşkular uyandırdı.
Tartışmalar, geçiş dönemi adalet komisyonu, anayasa reformları, kurumsal yeniden yapılanma, kişisel özgürlükler, sivil toplum ve ekonomik ilkeleri kapsayan altı çalışma grubuna bölünecek.
Konferansın tavsiyeleri bağlayıcı olmasa da, uluslararası toplum Esad döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılıp kaldırılmayacağına karar verirken konferansın sonuçları yakından takip ediliyor.
Şam'dan bildiren Al Jazeera'den Resul Serdar, pek çok Suriyelinin konferanstan önemli kararlar çıkmasını beklemediğini ancak yine de pek çok kişinin bunun ulus için tarihi bir olay olduğunu söylediğini aktardı.
"Çünkü 2007'de iç savaşın başlamasından bu yana ilk kez farklı kesimlerden, farklı ideolojik ve siyasi arkaplandan gelenler ve farklı mesleklerden Suriyelilerin bir araya gelerek ülkelerini nasıl yeniden inşa edecekleri ve Suriye ve Suriyeliler için nasıl bir gelecek kuracakları konusunda ulusal bir diyalog kurmayı tartıştıklarını söylüyorlar."
Şüphecilik
Kısa süre ve iki günlük program bazı çevrelerde şüpheciliğin artmasına yardımcı oldu.
Kürtler, Hıristiyanlar, Dürziler ve Esad'ın Alevi mezhebine mensup olanlar da dahil olmak üzere Suriye'nin azınlık topluluklarındaki pek çok kişi geleceklerinden endişe duyuyor ve yeni yöneticilerin kapsayıcı yönetim vaatlerine henüz ikna olmuş değiller.
Suriye'nin özerk Kürt yönetimindeki partiler, azınlık gruplarının "göstermelik" olarak temsil edilmesini kınadı.
Ortak bir açıklama yapan 35 parti şunları söyledi: "Göstermelik temsiliyete sahip konferanslar anlamsız ve değersizdir ve ülkenin süregelen krizine gerçek çözümler bulunmasına katkıda bulunmayacaktır."
Ülkede yaklaşık 14 yıl süren iç savaş sırasında yerinden edilen bir kamu çalışanı olan Dalia Dalati, "herhangi bir sonuç" beklemediğini ve Esad'ın devrilmesinden üç ay sonra ekonomik ve güvenlik durumunun hala belirsiz olduğunu söyledi.
Davetlilerden biri olan Ortodoks Başpiskoposu Elia Tohme, konferansın yeni düzende vatandaşların katkısı için anlamlı bir şans olup olmadığını değerlendirmek için "henüz erken" olduğunu söyledi.
Ancak konferansa katılan Hama'lı yargıç İman Şahud, konferansı "gerçek zafer günü olarak gördüğünü, çünkü karşınızda Suriye halkının tüm mezhep ve bileşenlerini, kadın ve erkekleri görebildiğinizi" söyledi.
Suriyeli siyasi analist ve Suriye Yurttaşlık Onuru Derneği direktörü Labib Nahhas, ulusal diyaloğun dış güçlerin yaptırımların kaldırılmasını hızlı ve hatasız bir siyasi geçiş sürecine bağlaması nedeniyle sekteye uğradığını söyledi.
Katar'ın başkenti Doha'dan Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, "Ulusal diyalog çok daha uzun ve hatta çok daha kapsayıcı bir süreç olmalıydı, ancak uluslararası toplum buradan nasıl bir geçiş hükümeti çıkacağını görmeyi beklediği ve önümüzdeki ayın başına kadar da alınan kararların açıklanması gerektiği için Suriyelilere bunu yapmaları için yeterli alan ve zaman tanımadı" dedi.
Esad rejimi döneminde uygulanan yaptırımların kaldırılmasını "mükemmel bir hükümetin" kurulmasına bağlamanın "büyük haksızlık" olacağını söyledi.
"Burası altmış yıllık bir diktatörlükten ve 14 yıllık feci bir savaştan çıkmış bir ülke. İlk denemede mükemmel bir hükümet kurulamadı diye tüm ülkeyi cezalandırmak hiç adil değil" dedi.
"Eğer uluslararası toplum yeniden istikrarlı ve güvenli bir Suriye konusunda ciddiyse yaptırımların kaldırılması şarttır."
KAYNAK: https://www.aljazeera.com/